Yeniçağ Gazetesi: Emeklinin sefalete öfkesi tırmanıyor!

Yeniçağ Gazetesi bugün bu manşetle çıktı.

Gazetemizin 1. sayfasını okumak için tıklayınız

Her bölgeden, zamma isyan sesleri yükseliyor

Karadeniz’den Ege’ye, İç Anadolu’ya kadar bir çok ilde sendikalar, sivil toplum kuruluşları asgari ücretin artırılmamasını, en düşük emekli maaşına da 2 bin 500 lira zam yapılmasını meydanlarda sert dille eleştirerek protesto ettiler.

HAYAT pahalılığından canından bezen işçi, memur emekli sendikaları asgari ücrete zam yapılmamasına, en düşük emekli maaşı alan 3.7 milyona ise 2 bin 500 lira gibi minik artışa bir çok bölgede meydanlara inerek protesto ettiler.

KESK Dönem Sözcüsü Mustafa Niyazi Bulut, “Bugün Türkiye’de her dört kişiden biri işsizken, çalışan her iki kişiden birisi ise açlık sınırının altında kalan asgari ücretle ayakta kalmaya çalışıyor. Dört kişilik bir ailenin tüm fertleri asgari ücretle çalışsa dahi hane geliri yoksulluk sınırının altında kalıyor. Yoksulluk tüm toplumu sarmış durumda. Her iki kişiden birinin geliri açlık sınırının altında kalıyor” dedi.

KESK, TMMOB, DİSK, DİSK Emekli-Sen, Tüm Emekliler Sendikası ve Bağımsız Emekliler Sendikası üyeleri Samsun’da İlkadım ilçesi Gazi Müzesi önünde bir araya gelerek emekli maaşları ile asgari ücrete tepki gösterdi.

KESK Dönem Sözcüsü Mustafa Niyazi Bulut, şunları söyledi: “Kamu emekçileri ve emekliler olarak bugün ülke genelinde alanlardayız. Alanlardayız çünkü bu ülkede emeği ile geçim mücadelesi verenler olarak tarihimizin en karanlık, en zorlu süreçlerinden birisini yaşıyoruz. Alanlardayız çünkü bu ülkede yıllardır kamu emekçisi, işçisi, emeklisi, asgari ücretlisi ile milyonlar olarak her geçen gün daha fazla yoksullaştırılıyoruz.

Bizler kendi kendimize yoksullaşmıyoruz. Yıllardır bizzat iktidarlar eliyle planlı, programlı, bilinçli, kasıtlı bir şekilde yoksullaştırılıyoruz. Üstelik iktidar da artık bunu saklama gereği duymuyor. Çarklar düşük gösterilen TÜİK enflasyonu ile halkın, emekçilerin cebinden alıp bir avuç patrona, yandaşa aktarmak için dönüyor.

Milyonlarca kamu emekçisine yoksulluk sınırının yarısını bulmayan bir maaş reva görülüyor. Emekli aylıklarında yaşanan buharlaşmanın önüne geçilmesini, özellikle 2008 sonrası işe başlayanların yaşadığı, yaşayacağı kayıpların önüne geçilmesi için emekli maaş bağlanma hesaplamasında 2008 öncesine dönülmesini istiyoruz.

Maaş artışlarımızda tüm toplumun sahte olduğunu yaşayarak öğrendiği TÜİK rakamlarının değil, yoksulluk sınırının temel alınmasını istiyoruz. Bunun için mevcutta iktidarın en düşük maaş olarak ifade ettiği eşi çalışmayan, 2 çocuklu en düşük kamu emekçisi maaşının eş ve çocuk yardımı ve kira yardımı ile dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasını istiyoruz.

Vergide adaletin sağlanmasını, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmasını istiyoruz. Tükettiğimiz her şeyden alınan dolaylı vergilerin düşürülmesini, gelir vergisi birinci dilim oranının yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini kâr, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını istiyoruz.”

(ANKA)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir